Başlık:

Distopik Kütüphaneler: KEDİ (Kitapla Etkileşim Diyarı)


Yazar:

Fırat Kuluman


Kurum:

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi


Anahtar Kelimeler:

Kitap, etkileşim, imge, simülasyon


Özet:

Salgınla beraber temkinli davranmanın ortaya çıkardığı bazı durumlar kütüphane kullanımını da etkileyeceği düşünülmektedir. Geleneksel anlamda somut bir materyal/kaynak olarak kullanılan basılı kaynakların yerini artık yeni bir fenomen olarak kabul etmek zorunda kaldığımız imgesel kaynaklara bıraktığını görmekteyiz. Bu bağlamda elektronik kaynaklara duyulan ihtiyacın artacağı öngörüsünden (bir zorunluluk ya da tercih edilen yeni yaşam biçimi olarak) yola çıkarak kütüphaneleri simüle edilebilir mekanlar olarak tasarlamak gerekli görülmektedir. Bu simülasyonun bir zorunluluk olarak minimum temas gösterilebilirken bir tercih olarak yaşanılan dönemde bilgi teknolojilerindeki değişimleri gösterebiliriz. Gottfried Boehm’in ifade ettiği gibi ‘modernliğimizin laboratuvarı’ olarak kendisini düşüncenin konusu haline getiren imgeleri, sorunsallaştırma adına maruz kaldığı eleştirilerden sıyrılarak verili bir fenomen olarak kabul görmek durumundayız. Bu zorunluluğun sanat, siyaset, ekonomi, kültür gibi birçok sebebi vardır. Kütüphane kullanımı bağlamında bu zorunluluğun günümüz sebebi salgındır. Bu çerçevede ele aldığımızda kültürün görünürlüğünü yeniden betimleyebilmek için imgelere/imajlara yönelimi, bu imgelerin bize ne sunduğunu, nasıl verildiğini, nasıl bağımlılık yaptığını düşünmemiz gerekmektedir. Bunun yanında distopik bir hal alan günümüz dünyasında bu imgelerden faydalanmanın veya bu imgelerle sağlanacak bir eğitim ve kütüphane ortamı yaratmanın bir seçenek olarak ‘yeni karanlık çağ ’da ışık olacağını derinlemesine düşünmekte fayda vardır. Bu seçenek, izole edilmiş tek kişilik kullanıma uygun müze, sanat, edebiyat, siyaset, tarih vb kaynaklara ve bu gibi alanlarda verilecek eğitimsel ögelerle (canlı seminerler, konferanslar, eğitimler vs.) kısaca kitaba sadece erişim değil aynı zamanda etkileşimle kişiyi ekranda özgürleştiren ve kişinin birey olmasını sağlayabilecek seçeneklerle donatılması ilk akla gelendir. Ancak insansız kütüphanelerle medeniyeti inşa etmek elbette mümkün değildir. Bu nedenle anlatılanlar bağlamında, kütüphaneleri yeniden düşünerek birer KEDİ’ye (Kitapla Etkileşim Diyarı) dönüştürmek mümkündür. Kısacası imgeleri öğrenerek ve imgelerle öğrenerek simulakr’ların örgütlendiği modernliğimizin laboratuvarı tesis edilebilir.


YORUMLAR

Yorum yapmak için aşağıdaki sosyal medya hesaplarından herhangi biriyle giriş yapabilir veya yeni bir hesap oluşturabilirsiniz!
E-posta hesabınız yayınlanmayacaktır.